3 Ocak 2022 Pazartesi

ait olmak.

 Çorak toprakların sahibiyse de suyu kabul etmez yarık, ateşiyle canlanır,

Yağdırdıkları tüm yağmurlara lanet eder, her gece külleriyle sulanır.

Onların tüm doğrularına rağmen susan sesleri, sahtekarlığına gözleri kapalı ellerini uzatır,

Uzakta görünür, ufukta. Bazen sıcaktır bazen soğuk. 

Bazen dondurur iliklerine kadar, 

Bazen onu cehennemin ateşinde cayır cayır yakar.

Dorukta, karlar arasında kaldığında, 

Son kar tanesi eriyene kadar yakıldığında 

o ateş içinde, 

Dağın sivri yamaçlarında kendini kurtaracak bir yer bulamadığında 

Bağırır bir ses içinden: "Kül olmak için çok soğuk bir gece!"

Sonra anlar donacağını, bu sefer başka bir uçuruma koşar. 

Donmak için çok sıcak hisseder.

Sevgisini suyun üzerinde yavaşça yetişen bir yaşam çiçeği gibi dallarını kalbine uzattığını sanar, yavaşça onun olacağını hissettirir şayet bu kadar büyük bir aldatmaca ancak onun bu huzursuz ruhunda bir anlam bulur.

Ama uzatılan dallar zehirlidir, onu güzelliğiyle kandırıp kalbine zehrini sarar.

Ölüm kokulu nefesiyle saçlarını koklar, ölüme bulanmış parmaklarıyla örer. Doğrularını yanlışlara çevirir, yavaşça zihnine sızar.

Çağlayanın suyunu bulandırır, denizlerini kirletir, göz yaşlarıyla mahvolur, çığlıklarda anlam bulur.

Böylece bir sevgili de dudaklarını sıkıca bastırır, çığlığını içinde tutar, onu sadece kendine saklar. 

-Zeynep Ezgi Duman-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder