Çat!
Çatı katı. Bir ampül yandı. Zihnime biriktirdiğim tüm zehirler, şu anda tekrar göz önüne çıktı. Ve ben tekrar başladığım yere döndüm. Belki de olduğum yere hiçbir zaman bir adım koyamadın. İnsanın, dıştan bir bakış açısıyla kendine bakamaması, kendini görememesi ne kadar büyük bir kayıp, öyle değil mi? Yani, yaptığın bir hata var ama sen o hatayı hangi adımında yaptığından emin olamıyorsun. Belki o adımı bulmak için defalarca yolun başına dönüp hatanı tekrarlıyorsun, belki tekrarlarken her seferinde daha sert yere düşüyorsun. Belki böyle yaşamak istiyorsun. Belki de seni bu düşüşlere alıştırdıkları için düşmeden, dümdüz bir yolda yürümek istemiyorsun. Şu anda içinde sakladığın kız çocuğunun önüne hayatın hiçbir engel çıkarmadığını hayal etmeni istiyorum. Bu satırları ikinci kere okurken sadece gözlerini kapat ve arkana yaslanıp hayal et. O zaman da, önüne çıkacak bir engele takılıp düşmekten korkmaz mıydın? Belki de korkundan bir adım dahi atamazdın. O halde, hayatın sana sunduğu zorlukların seni bu kadar yıpratmasına neden izin veriyorsun? Bu, ilerlemen için sana sunulan bir şans. Bunu unutma ve ne zaman girdiğin girdaptan çıkamayacağını düşünürsen bu sözlerime tutun. Senin elini o kadar sıkı tutacak ki, bırakmasını istesen bile hep yanında olacak.
Düşüncelerin seni yalnız hissettiriyor, bunu biliyorum. Konuşmak, bağırmak, eğlenmek, gülmek istiyorsun. Birileri tarafından sevilmek, birilerini sevmek. Ne kadar kendine bunu itiraf edemesen de sen birileri tarafından nefret edilmek istiyorsun. Ve birilerinden nefret etmek. Eğer içinde tüm bu hisleri yaşatmazsan o zaman sevmek ve sevilmek gibi anlaşılması en zor olan kavramların değerini anlayamazsın. Bu, sana vereceğim ilk kural.
Hatırlıyor musun, bir gün yine kendi kendime konuşurken uykuya dalmadan önce; "Yalnız olmaktan korkmuyorum." dedin. Peki şimdi neden yalnız olduğun duygusuyla ağlıyorsun? Neden yalnızlığın tüm benliğini ele geçirmesine izin veriyorsun? Çünkü onu sevmeyi denedin. Onu sevdiğinde her şeyin yoluna girdiğini düşündün ve yalnızlığını kabul ettin. Ama o seni kabul etmedi, değil mi? İlk fırsatta ona açtığın kapıları aşarak tüm bedenine yayıldı ve bir zehir gibi aklını bulandırdı. Şimdi de yalnızlığın düşündüğün kadar iyi bir duygu olmadığını düşünüyorsun. Ben sanırım senin sorununu buldum. Sen, hislerin nasıl yaşanılması gerektiğini bilmiyorsun. Mutlu olmalısın, ama seni ne mutlu eder? Şimdi, ikinci kez bu satırları okurken bu sefer de gözlerini kapatarak gerçekten mutlu olduğun bir anı hatırlamanı istiyorum.
Yok, değil mi?
Çünkü mutluluk ne bilmiyorsun.
Bu sorunun mutsuzluk üzerine olduğunu düşünelim. Önüme bir sürü anı serersin. Peki, 17 yıllık hayatında gerçekten 'bu anda çok mutlu hissettim.' diyebileceğin bir an olmadı mı? Yoksa sen mutsuzluğu hak ettiğini kendine zorla inandırıp eline verilen mutluluğu hal etmediğini düşünerek bir geriye mi attın?
Şu anda olmak istediğin kişi değilsin. Olmak istediğin kişi sana o kadar uzak ki, içinde bunun anlaşmazlığını yaşıyorsun. İnsanları kırıyorsun, onları üzüyorsun, onların senden nefret etmesini sağlıyorsun ama ben aslında istediğinin bu olmadığını biliyorum. Kendine o kadar sinirlisin ki bu nefreti bir şekilde dışarıya kusmak istiyorsun. Ama seni kimse anlamıyor değil mi? İşte bu, neden kendini sevmek zorunda olduğunun kanıtı. Çünkü ne kadar inkar edersen et, seni senden başka kimse anlayamaz. Olmak istediğin kişi olamadığın için şu anki 'sen'i kabullenmeye çalışıyorsun. Bu ani duygu değişimlerin de bu yüzden, sakın korkma. Bir gece ansızın geliyor. Sonra gidiyor. Ve sen bir süre sonra onunla yaşamaya alışıyorsun. Sadece her gelişinde daha sert olması seni korkutuyor, o kadar.
İçini akıttığın her satırı insanlar okusun istiyorsun. Ama bir o kadar da kendini diğerlerine açmaya korkuyorsun. Sabah belki de bu satırları okuduğunda aslında ne kadar duygusal olduğunu, nasıl saçmaladığını en ergen triplerine girdiğini düşüneceksin ama bu öyle bir şey değil. Yemin ederim. Sen sadece bunu kendi başına yenmeye çalışıyorsun.
Güçlüsün. Ne zaman düşsen bunu hatırla. Cesaret edip yazıyorsun. Cesaret edip kendini anlamaya çalışıyorsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder