17 Ekim 2021 Pazar

DOGVILLE | HAREKET - MEKAN

 

DOGVILLE


HAREKET - MEKAN


Hareketlerin bir sebebe bağlanması gerektiğini düşünen bir yüzyılda yaşarken, aslında Duyu - Mekan'da bahsettiğim verilen çizgilerle anlam bütünleme olayına bir geri dönüşte bulunuyorum. Hareketlerin belirli çizgiler içinde sınırlı olduğunu gösteren bu filmde, her sahnede her ne kadar sınırlar açıktan belirtilse de gözler önüne serilmek istenen bir gerçek var. O da tüm kötülüklerimizin ve iyiliklerimizin bir şekilde saklandığı. Sınırların içinde beliren hareketlerin yanı sıra, dışarıdan bakan bir gözle birlikte insanların o sınırlar arasında neler yaptığını çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Onlar her ne kadar kendilerini saklamak isteseler de, dışarıdan izleyen gözlerin birer 'benlik'le bütünleştiğini düşündüm. Kendimizi dışarıda istediğimiz gibi yansıtsak da, hayatımıza dışarıdan bakma hakkı bizim ellerimizde olduğu için aslında bir kitabı okurken bütünleştiğimiz karakterin düşünceleri kadar berrak bir şekilde en ufak bir düşüncemizden bile haberimiz var. Verilen sınırların zihnimizde duyularla şekillenmesinin istendiği, bir diğer bakış açısına göre doğruydu ama hareketlerle bağlantı kurmaya çalıştığım anda iş, bir nesnenin üç boyutlu hale geçmesini aşarak birer hayali çizgi olmayı sürdürüyor. Burada anlatmak istediğim asıl şey, Duyu - Mekan incelemesini ne kadar somutlaştırdıysam, Hareket - Mekan incelemesini de bir o kadar soyutlaştıracağım. Aslında hepimizi sınırların var ettiğini düşündüğümüz anda, kendimize belirlediğimiz çizgiler içinde bir yaşantımız olur. Ama eninde sonunda hareketlerin durulup bir amaca bağlanmayı istemesi, hayatın kaçınılmaz gerçeğidir.  












DOGVILLE | DUYU - MEKAN

 BASİTLİK İLKESİ

 

DOGVILLE | DUYU - MEKAN


En ufak bir toz tanesine bile anlam yükleyebilen insan beyni, ona verilmeyen maddeleri birleştirerek kendi tiyatro sahnesini oluştursaydı hangi duygulardan yararlanırdı sorusuna bir cevap niteliğiyle doluydu benim için Dogville. Size verilen sınırlı malzemeyi, nasıl bir sanata ve bir oyun perdesinin arka yüzüne çevireceğinizi gösteren filmde bunu size en iyi hissettirecek kişi ise kesinlikle oyunun içinden bir karakter: Jack McKay. Film, diğer gösteriler gibi bize bir bütün olarak sunulmak yerine gördüğümüz, duyduğumuz ve bize aktarılan kelimelerle birlikte zihnimizde birleştirilmeyi bekleyen bir yapboz niteliğinde. Size sadece sınırları veriyor, duvarları kendi zihninizde tamamlamanız bekleniyor. Basit birkaç çizgiyle birlikte zihninizde bir ortam yaşatmayı bekleyen filmin içinde yer alan Jack McKay ise beyninize adeta bunun nasıl yapılacağını anlatmak için bir yol hazırlıyor. Kompozisyonun tamamından kopuk olarak Elm Sokağı'nda bulunan McKay, bir şeyin bütününü görmeden zihninde birleştirdiği parçalarla birlikte anlamak zorundadır. Bu sayede gösteri boyunca McKay sayesinde biz de hem gördüklerimizle hem de ona anlatılanlarla birlikte Dogville'i tüm duyularımızı kullanarak anlayabiliyoruz.