insanı özel kılan şey, sınırlardır. sınırlarınızdan arındığınız anda her ne kadar mutlak bir özgürlükle karşılaşacağınızı düşünseniz de aslında ardınızda sakladıklarınız göz önüne çıkar. olmak istemediğiniz her şeye dönüşürsünüz. sınırlarınızdan arınmak demek, benliğinizi gerinizde bırakmanız demektir. sınırlarla birlikte var olan şekliniz, sınırlar çıktıktan sonra doldurulmaya hazır birer yeni resim sayfasına dönüşür. onu doldurup doldurmamak sizin elinizde olsa da, sizi tamamlaması için kendinize daha ince bir sınır çizmeniz gerekmez mi? az önce çizdiğim resmin sınırlarını belirleyen bandı çıkardığımda, aklıma ilk düşen şey bu oldu.
belki de belirli sınırlar içine girmek o kadar da kötü değildir.
belki de içine gireceğimiz sınırları kendimizin çizmesi gerekir.
çünkü her ne kadar boyanacak, çizilecek yeni birer sayfaya dönüşsek de aslında kaygılarımıza, sıkıntımıza ve yorgunluğumuza da yeni bir sayfa açmamız demektir bu sınırsızlık.
sınırlarımı seviyorum, onları istediğim zaman esnetiyorum ama asla içinden çıkmıyorum.
çünkü bu sınırlar beni bazen sıkıyor.
ve sıkılmak, yaratmaya hazır olmak demektir.
zeynep ezgi duman.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder