Amanruya
Tabiatla iç içe. 2005 yılında yapılmış tasarımın 2010 yılında inşası başlamış; bir yıl inşası sürmüş, 2011'de tamamlanmıştır. Bu derste Halil İbrahim hoca anlatısını beş ayrı kategoriye bölerek beş farklı zamandaki deneyimlerinden bahsetti.
"İyi bir mimari eseri tekil bir yerden gözlemlediğinde akla düşen mısra."
Bir yapıyı içine girip dolaşıp deneyimlediğinde bu çağa yansıyan şeyler gözler önüne serilir.
"Ey Nedim! Ey ana dünyayı tecrübe eden adam, Kızı (güzeli) anlatıyorsan da boş."
Tabiat parçasında gerçeklik vardır, her gün karşılaştığın yerde yok. Bir perî-sûret var, hayal var. Bu hayalin bir parçasına tutunmalı ve oradan yürünmeli. Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz, bir insan değişime uğramadan 'canlı' kalamaz.
AMANRUYA'NIN YAPILDIĞI DÖNEMDE YAŞAMAK
12 senelik gezme, görme, okuma ve yazma deneyimleri sonucunda yapı beş başlık altında parçalanmıştır.
İlk deneyim: Keşif.
Amanruya'nın inşa fotoğraflarıyla karşı karşıya kalmasıyla başlamış her şey. Tabiat, taş, renk... Öğle vakti incelemeye başladığı fotoğraflara bakıp düşünerek saatler geçirmiş. "Bir şey var ama anlamlandıramıyorum." Mekanları tek tek saatlerce incelemiş ve saatlerini alan inceleme sonucunda fark etmiş ki aslında karşısında duran yapı, 'bir şekilde' Osmanlı Mahallelerini, Topkapı Sarayı'nı anımsatıyor kendisine. Ama bir türlü tam manasıyla çözemiyor. Topkapı Sarayı, dünyada var olan en ciddi yapılardan birisidir. 600 sene üzerine konularak yapılmış bu tarihi eseri, değişik kodlamalarla inşa edilmiş. 4 avlusu olan yapı, 4 yanında başka yapılar barındırıyor. Aynı zamanda iç içe geçmeli 4 kapı. Ardından avluya açılıyor. Girişten itibaren sizi karşılayan avluların sonuncusu, Padişah'a özel olanı. Denizi görme deneyimi yaşayabilecekken son avludan içeri girildiği zaman binalar sizi karşılıyor. Bir çeşni, bir cümbüş. Yaşanarak ilerleniyor yol üzerinde. Amanruya'da tabiatın doğallığı yavaşça mekanı örgütlemiş, dört bir yanını sarmış. Sürekliliğe riayet eden mekanlar bir şekilde avlusu olan bir yapıya dönüşmüş. Peki bir yılda inşası tamamlanmış bir otelle altı asra mâl olmuş bir yapı nasıl olur da benzer niteliklere sahip olabilir?
Bunu fark etmek, kendisine saat gece yarısını geçerken otelin mimarlarını aratmış. Topkapı'yla olan fark etmiş olduğu bağlantıyı yapının mimarlarıyla paylaşmış. "Mimarlar, eski mekanlara bakarak eski biçimleri tekrarlar." dedi Halil İbrahim hoca bu kısmı anlatarak. Aklıma bu cümleyle ilgili takılan küçük bir şey var, sene başında yapılan ilk Mimarlığa Giriş derslerinde yine kendisi aslında mimarların birer yarı Tanrı olduğundan bahsetmişti. Peki eskiye dönüş yapılarak oluşturulan bir süreklilik varsa, tekrarlanan şey bir zamanlar gösterilen cesaret midir?
"Kendiliğinden olan şey nedir?" peşine düştüğü ikinci deneyim olmuş.
İkinci deneyim: Yeniden İdrak.
Sorduğu soruya karşılık aldığı alçak gönüllü cevap sonucu bir şekilde aklındaki soruları tatmin etmediğinde bu sefer ikinci bir şey düşünmeye başlamış. "Anlattığın, alttan aldığın kadar basit ve geçiştirilecek bir şey değil." ve üzerinde düşündükçe her seferinde yeni şeyler bulmuş. Tekrar yapının mimarlarını aramış. "Bir mahalle düşünün; sokakları kıvrımlı, zeminleri taş döşeli, duvarları nice sanatlı, ölçekleri insan. Yani unuttuklarımız!" Mimarlar hisseder, diye devam etti konuşmasına. Yaşar da ama kaynağı metin olmalıdır.
Üçüncü deneyim: Söyleşmek.
Bu, yapıyı anlattığı fazlaca derslerinden birisiymiş, bu bilgiyi bize konuşmanın başında vermiş olsa da bu kısımda bir kere daha değiniyor kelime altından ve diyor ki; 'Üç, dört kere konuşsa da insan, sürekli bir şeyler yapılanır zihninde." söyleşmek derken kast ettiği, belki de benim zihnimde yapılandırdığı şey; her konuşmasında gördüğü farklı noktalar yapının. Söyleşi yapıyor, insanlarla deneyimlediği şeyleri anlatıyor ki karşısındaki kişiye kendi deneyimlerini anlatırken bir yandan da kendi deneyimlerindeki görülmemiş her noktayı görebilsin. İşte söyleşinin deneyimde olmasının asıl nedeni de kendini bir aynaya çevirmek. İnsanlara aktardığı her bilgiyle aynanın camları kırılarak savruluyor, savrulan her parça da asıl benliğine bir şekilde ışık tutarak ona bir zamanlar görmemiş olduğu tüm detayları gösteriyor.
Dördüncü deneyim: Yazmak.
Oturup yazmış yapı hakkındaki düşüncelerini. Keşfetmek, deneyimlemek, mimarıyla konuşmak her şeyin yazıya dökülmesini sağlar.
Beşinci deneyim: Konuşmak.
Anı yaşamış olmak. "Yürüdün. Baktığın yer farklı. Konumun farklı. Yüzünü döndüğün insan farklı. Az önceki sen değilsin. Ama az önceki senden farklı da değilsin." İnsan hayatı aynı hatayı tekrarlamak için uzun, farklı hataları yapmak için kısadır diye düşünürüm kimi zaman. Sanırım bu cümleden anladığım şey de tam olarak bu kapıya çıkıyor. Bir şekilde ilerliyor, gelişiyor ve değişiyorsun. Değişimin içinden gelmiyorsun belki ama bir değişimi kendi içinde başlatıyorsun. Attığın adımlarla deneyimlediğin her şeyi geliştiriyor, kendine içinde yaşadığın küçük dünyada büyük yerler ediniyorsun ama bir şekilde aynı kalmayı içten içe başarıyorsun.
Adımladığın sürece bakış açın değişti. Sürekli olmaktasın ve oluş halindesin. Canlı varlık da cansız varlık da aynı sürecin bir parçasıdır o halde.
Otelin inşası boyunca tek bir ağaç bile eksilmemiş, bunun yerine gerekli olan yerlerde ağaçlar taşınmış Var olan çevre içine fazla kazı yapmadan, olana inşa edilmiş yapı.
Dışarıdan ve içeriden bakıldığında, var olan doğallıklar ve yapılmışlar arasında bir gerilim var. İçeride ne tabiat var ne de bir insan izi. Sizi sadece beyaza boyanmış duvarlar karşılıyor. Ardından gösterilen resimlerde süreklilik unsurlarını görüyoruz: Çakıl taşları.
Slayt ilerledikçe Topkapı Sarayı'yla yaşanan benzerlikler gözler önüne seriliyor. İçeri girince doğadan sıyrılmış yapılar gözler önündeyken hem karanlık hem gündüzden parçalar karşılıyor. Bu, söylediğine göre ruhumuzu yapıya yakın hissettiren asıl şey çünkü ruhumuzun da bu zıtlıklarla oluştuğunu söylüyor. Ardından ikinci avludan geçiyoruz ve tekrar tabiatla karşılaşıyoruz.
"Şeklin ve tekrarın (kopyanın) kurucu etkisi vardır."
"Süreklilik, bir süre sonra kötü bir şeye dönüşür."
Güneşin doğuşu batışı. (farklı)
İnsanın her adım atışı. (değişim)
Aydınlanma çerçevesi. (deneyim)